| 
 
RESİM VE ŞİİRLERLE 
KURTULUŞ DESTANI 
30 AĞUSTOS 1922 
 
 
ULU ÖNDER  
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK 
 
 
Şu Çılgın Türkler 
 
 
"onlar ki toprakta karınca,  
suda balık,  
havada kuş kadar  
çokturlar;  
korkak,  
cesur,  
cahil,  
hakim  
ve çocukturlar  
ve kahreden  
yaratan ki onlardır,  
destanımızda yalnız onların maceraları vardır." 
 
 
   
MUSTAFA KEMAL'İN MANGASI  
 
Askerler geceyi beklediler, 
Bozkır gecesini!... 
Sıcak toprak üstünden 
Bir buğu yükseliyordu. 
Yıldızlara baktı Hasan Çavuş, 
Dedi: "Emme de parlak bu gece" 
Bir sigara yaktı. 
 
Mangasından tekmil getirdi Memiş Onbaşı: 
Aydınlı İsmail'in bacağında sızı varmış, 
Tireli Hüseyin sabaha kadar uykusuz kalmış. 
Bodur Ali ah diyor bir memlekete gitsem, 
Yine hafiften bir türkü tutturmuş, 
Giresun'lu Rüstem 
Tüfeği elinden düşmez Bergama'lı Ahmet'in, 
Avrat, tüfek, at, 
Namus sözüdür, diyor, 
Büyük taarruz bir an önce başlasın istiyor. 
 
Az ötede Mustafa Kemal'in Çadırı 
Gecede bir gümüş ehram gibi pırıldar. 
Kapısında bir nöbetçi 
Kulak vermiş içerdekileri dinliyor. 
Silâh sesleri duyar gibi 
Ürperiyor yağız teni 
Kulakları pusuda bir kaplan gibi dikilmiş, 
Düşünüyor Büyük Taarruzun neticesini!... 
 
"Mustafa Kemal"i gördüm, 
Bir şeyler süzüldü ışık ışık içime. 
Daha dağ, daha kaleyim. 
Bir başlasın top sesleri hele, 
Afyon'a girmezsek iki saatte, 
Öleyim" diyor... 
Mustafa Kemal'in mangasında,  
Korkudan eser yok 
Günlerdir yarı aç, yarı tok 
Bir kaşık tuzu bulunsun diye vatan macerasında, 
Paşalar Paşanın kumandasında 
Zaferden zafere koşuyor 
 
 
Cahit KÜLEBİ 
 
 
GAZİ DESTANI  
 
Gücüm yetse keşke yazsam bir destan  
Okunsa istekle nihayete dek 
Başımızda her gün o Başkumandan 
Methini söylerim kıyamete dek 
 
Onunçün açılır sümbül menekşe  
Cihanda adını söyler her köşe  
Nüfuzu yürüdü dağ ile taşa 
Methini söylerim kıyamete dek 
 
On yılda yüzlerce yılı aştırdı  
Şanlı geçmişleri deşti deştirdi 
Okuyup yazmayı kolaylaştırdı 
Methini söylerim kıyamete dek  
 
Varsın geçsin benim yaşım yetmişi 
Son on yılda gördüm en büyük işi 
İster er meydanı böyle er kişi 
Methini söylerim kıyamete dek 
 
Geçit tünel oldu her çetin kaya 
Şimdi tirendeyiz yürürdük yaya 
Dünya imreniyor Gazi Paşa'ya  
Methini söylerim kıyamete dek 
 
Sohbetinin doyum olmaz tadına 
Odur haklarını veren kadına 
Aşık Hasan derler benim adıma 
Methini söylerim kıyamete dek  
 
Arık toprağa yaslanı yaslanı  
Sığır güderken yazdım ben bu destanı  
Nasıl methedeyim böyle aslanı  
Methini söylerim kıyamete dek  
 
 
Aşık HASAN 
 
 
 
 | 
 
| 
 | 
 
| 
 | 
 
 
 | 
| 
 
KAĞNILAR GİDİYORDU 
AKŞEHİR ÜSTÜNDEN 
AFYONA DOĞRU 
 
Ayın altında kağnılar gidiyordu 
Kağnılar gidiyordu Akşehir üstünden Afyon'a doğru 
Toprak öyle bitip tükenmez 
dağlar öyle uzakta, 
sanki gidenler hiçbir zaman 
hiçbir menzile erişmeyecekti. 
Kağnılar yürüyordu yekpare meşeden tekerlekleri ile 
Ve onlar 
ayın altında dönen ilk tekerlekti 
ayın altına öküzler 
Başka ve küçük bir dünyadan gelmişler gibi 
ufacık, kısacıktılar 
ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında 
ve ayın altından akan 
toprak,  
toprak  
topraktı. 
 
 
 
 
   
BÜYÜK TAARRUZ  
 
Dağlarda tek tek ateşler yanıyordu  
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki  
şayak kalpaklı adam  
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden  
güzel rahat günlere inanıyordu  
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin  
yanında,  
birdenbire beş adım sağında onu gördü  
paşalar onun arkasındaydılar  
O, saati sordu.  
Paşalar:"Üç" dediler.  
Sarışın bir kurda benziyordu.  
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.  
Yürüdü uçurumun başına kadar,  
eğildi, durdu.  
Bıraksalar  
İnce, uzun bacakları üstünde yaylanarak  
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak  
Kocatepe'den Afyon ovasına atlayacaktı.  
 
 
İNÖNÜ MEYDANI 
 
İnönü meydanı yavrum, 
rüzgar, 
soğuklar insanı arı gibi haşlıyor, 
zemheriler bitti diyelim, 
hamsin ya başladı, ya başlıyor, 
Muharebe beş gün beş gece sürdü. 
Kan gövdeyi götürdü. 
Ve nihayetinde 
düşmanlar karın üstünde 
top arabaları, sandıklar dolusu konyak, 
altı kamyon bıraktılar. 
Sonra, kaçarlarken, yavrum, 
köyleri, köprüleri yaktılar... 
 
 
 
   
GENÇLİK MARŞI (DAĞ BAŞINI DUMAN ALMIŞ)  
 
Dağ başını duman almış  
Gümüş dere durmaz akar  
Güneş ufuktan şimdi doğar  
Yürüyelim arkadaşlar  
 
Sesimizi yer, gök, su dinlesin  
Sert adımlarla her yer inlesin  
 
Bu gök, deniz nerede var  
Nerede bu dağlar taşlar  
Bu ağaçlar güzel kuşlar  
Yürüyelim arkadaşlar  
 
Sesimizi yer, gök, su dinlesin  
Sert adımlarla her yer inlesin  
 
Dağlar taşlar güzel kuşlar  
Ya bu insanlar insanlar  
Güneş ufuktan bir gün doğar  
Yürüyelim arkadaşlar  
 
Sesimizi yer, gök, su dinlesin  
Sert adımlarla her yer inlesin  
 
Ali Ulvi ELÖVE 
 
 
 
 
 | 
 
 
 |